Rize’de atmacalar görücüye çıktı
Rize’de yıllardır süre gelen atmaca tutkusu bu yıl ‘Atmaca güzellik yarışması’ ile taçlandı.
Rize’nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali kapsamında Atmaca Güzellik Yarışması gerçekleştirildi. Yarışma 1 kış kafeste kamış olan atmaca türleri için ‘Tüylek’ ve kızıl ve kara grubu olmak üzere birde ‘Atmaca’ kategorisinde düzenlendi. Yarışmaya Rize’nin ilçelerinden toplamda 25 atmaca katıldı. Yarışmada 4 kişiden bulunan jüri heyeti atmacalara tek tek puan vererek dereceye girenleri belirledi. Yarışmanın sonunda birinci olan atmacaların sahiplerine havalı tüfek, ikinciye ise 3 tane atmacalara uçarken, ses çıkarmaları için takılan atmaca çıngırağı hediye edildi.
“Tüfek yokken atmaca vardı”
Atmacacılığın bir kültür olarak bugüne kadar geldiğini ve kendilerinin de bu kültürü devam etmek için bu tip yarışmalar düzenlediklerini dile getiren Fındıklı Avcılar Derneği Başkanı Hüseyin Uzunhasanoğlu “Atmaca bizim kültürümüz, yıllar önce atmaca bizim burada geçim kaynağımızdı. Et ihtiyacımızı kışın atmaca ile bıldırcın yakalayarak karşılıyorduk. Buralar hep pirinç tarlalarıymış, çok bıldırcın olurmuş. Tüfekte yoktu o zaman mertlik vardı. Mertlik olduğu için atalarımız da atmaca ile bıldırcın avlayarak, o yıl et ihtiyacını karşılarmış. Bu bizim kültürümüz olduğu için bizde bunu devam ettiriyoruz” dedi.
“Atmaca tutmak meşakatli iş”
Atmaca tutmanın zor ve meşakkatli olduğunu ve sertifikalı avcıların yılda sadece iki atmaca tutma hakkı olduğunu dile getiren Uzunhasanoğlu “Atmaca yakalamak çok zahmetli bir iş. Dana burnundan başlıyoruz, dana burnu ile atmacayı kuşunu yakalıyoruz, atmaca kuşu ile atmacayı yakalıyoruz, atmaca ile de bıldırcın yakalıyoruz. Her sertifikalı avcı yılda 2 atmaca yakalayabiliyor. Çocuğa bakar gibi, bebeğe bakar gibi bakıyoruz. Bu bir tutku, bir aşk, bu anlatılmaz yaşanır” ifadelerini kullandı.
“Emeklilikten sonra ilk kez besledim”
Atmacasını evladı gibi sevdiğini dile getiren Erol Erdem isimli atmaca sahibi ise yaptığı açıklamada “Atmaca bizimle özdeşleşmiş, evlat gibi bakıyoruz. Atalarımızdan dedelerimizden kalma bir geleneğimiz. Emeklilikten sonra ilk kez besledim. Şimdi avcılığa başlayacağız. Yumurta ile, et ile, kuş ile besledim. Zaten doğada kuş ile avlanan bir hayvan olduğu için verebildiğimiz kadar kuş verdik” diye konuştu.