Omurga sorunlarına elle dokunuş
Manuel tedavinin masaj ile ilgisi olmadığını ve elle tedavinin klasik bir tıp tedavisi olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, omurga fıtığı sorunu yaşayan hastaların yüzde 98’inin ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebileceğini söyledi.
Arkadan ve önden bakıldığında düz bir çizgi gibi görünen omurganın, yandan bakıldığında boyun, sırt, bel ve kalça bölgesinde 4 doğal fizyolojik eğriliğe sahip olduğunu ifade eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, omurgadaki pek çok olası sorunun da bu bölgelerde ortaya çıktığına dikkat çekti. Toplamda 33 omur bulunmasına rağmen hareketli 24 omurun olduğunu söyleyen Şahabettinoğlu, “Bu hareketli 24 omur arasındaki 23 adet intervertebral disk sayesinde omurgamız hareket eder ve üzerine binen yüklerin çeşitli yönlere aynı kuvvetle dağılmasını sağlar. Bel omurları, harekete katkısı ve yük taşıma özelliğinin yanında omurganın diğer kısımları gibi omurilik ve sinir köklerine koruyuculuk görevi yapar. Bel omurlarının içerisinden bacakların kas kontrolünü sağlayan, bacakların duyusunu taşıyan ve idrar, gaita ve seksüel fonksiyonların kontrolünü sağlayan sinirler geçer” dedi.
Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir olayın bel ağrısına neden olabileceğini ifade eden Dr. Şahabettinoğlu, “Bel ağrılarının büyük çoğunluğu kaslarda, bağ dokusunda veya eklemlerdeki ufak hasarlanmalar ile oluşur. Kötü ve hatalı vücut duruş şekli, bir bacağın kısalığı, stres gibi psikolojik faktörler ile bel fıtıkları, disk dokusunun yıpranması, bel kayması, bel omurga kanalının daralması gibi rahatsızlıklar bel ağrısı yapabilir. Bunların dışında tümör, enfeksiyon, incinme, kemik erimesine bağlı çökmeler de bel ağrısına yol açabilmektedir. Hastanın bel ağrısı nedenleri araştırılırken, öyküsü iyi alınıp, detaylı muayenesi yapıldıktan sonra belirlenen ön tanı doğrultusunda tetkiklerinin yapılması gerekir. Muayene ve tetkiklerin incelenmesi sonucunda bel fıtığı tanısı alan hastaların yüzde 98’i ameliyatsız yöntemlerle tedavi olabilmektedir. Bel fıtığı olan hastaların ancak yüzde 1-2’lik kısmı cerrahi tedaviyi gerektirmektedir ki bunlar ayaklarda ilerleyen güç kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma veya konservatif (ameliyatsız) tedavilere cevap vermeyip rahatsızlığı ilerleyen vakalardır” diye konuştu.
Hastalarına uyguladığı ameliyatsız tedavi yöntemlerinden biri olan manuel (elle) fizik tedavide herhangi bir ilaç kullanımına genellikle ihtiyaç duyulmadığını sözlerine ekleyen Dr. Şahabettinoğlu, “Ayrıca bazı hastalarda yüksek tansiyon, kalp-akciğer veya şeker hastalığının da birlikte olabilmesi, bazı aletli fizik tedavilerin uygulanmasının engellemektedir. Manuel tedavide ise genellikle bu hastalıkların bir engel oluşturmaması da önemli diğer bir avantajdır. Manuel tedavinin masaj ile ilgisi yoktur. Klasik bir tıp tedavisidir. Tedavi sonrası hastalığın tekrarını önlemek için hastanın fazla kilolarından kurtulması, varsa sigara içmeyi bırakması, bel, sırt ve karın kaslarına yönelik egzersizlerini düzenli ve sürekli yapması, yanlış duruş, oturma ve yatma pozisyonlarını düzeltmesi önemlidir” dedi.