MHP Grup Başkanvekili Bülbül: “Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD unsurlarının temizlenmesi Türkiye açısından zorunluluktur”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Levent Bülbül, “Türkiye adına olmazsa olmaz bir meseledir, Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD unsurlarının temizlenmesi Türkiye açısından zorunluluktur. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı bizim sonuna kadar desteklediğimiz bir tavırdır. İnşallah Fırat’ın doğusu ile alakalı yaşanacak gelişmeler Türkiye’nin hayrına olacaktır, buradaki terör unsurları inşallah bir daha kafalarını kaldıramayacakları şekilde bertaraf edilmiş olacaklardır diye düşünüyorum” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Levent Bülbül, MHP Sakarya İl Başkanı Ahmet Ziya Akar ile bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Bülbül, Türkiye’nin, geleceği ve güvenliği açısından Fırat’ın doğusunda son derece önemli bir faaliyette bulunduğunu belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünde güvenli bölge oluşturulması konusundaki çabaların devam ettiğini dile getiren Bülbül, Türkiye’nin bu konudaki ciddiyetini ve bunun ne kadar gerekli bir durum olduğunu bütün dünya kamuoyuna paylaştığını söyledi. Bülbül, müttefiklik ilişkisi içerisinde bulunulan Amerika Birleşik Devletleri’nin, PKK/PYD unsurlarıyla Suriye’deki beraberliğinin Fırat’ın doğusundaki meselede önemli bir problem olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’nin, güvenli bölgenin sadece kendi kontrolünde olması konusunda ısrarcı olduğunu dile getirdi.
Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünde bir güvenli bölge oluşturulması noktasında Türkiye’nin çabalarının şuan devam etmekte olduğunu dile getiren Bülbül, “Türkiye’nin geleceği, güvenliği açısından son derece önemli olan Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD yapılarının oradan temizlenmesi, Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde ona yine saygılı olmak sureti ile bu odaklardan buralar temizleninceye kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünde bir güvenli bölge oluşturulması noktasında Türkiye’nin çabaları şuan devam etmekte. Bu konuda Türkiye ciddiyetini ve bunun ne kadar gerekli bir durum olduğunu bütün dünya kamuoyuna paylaşmıştır, haklılığını da ortaya koymuştur aslında. Fakat daha önceden bildiğimiz gibi müttefiklik ilişkisi içerisinde olduğumuz ABD’nin PKK/PYD unsurları ile Suriye’de içerisine girmiş olduğu beraberlik burada Fırat’ın doğusundaki meselede de güvenli bölge oluşmamasında da karşımıza çıkan önemli bir problem olarak durmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti şuanda güvenli bölgenin sadece ve sadece Türkiye’nin kontrolünde olması hususunda ısrarcıdır ve bunun bahsedildiği üzere 35-40 kilometrelik bir derinliğe sahip olması gerektiğini ifade etmektedir” diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Bülbül, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunların hepsi belli planlamalar dahilinde çok önemli meşru sebeplere dayalı taleplerdir, burada Türkiye yanı başında ağır silahlar ile donatılmış PKK/PYD unsurlarının varlığını asla ve asla kabul etmeyeceğini ifade etmektedir. Amerika her nedense girişmiş olduğu bütün faaliyetlerde bu işte ayak direme, bu işi biraz sulandırma gibi eğilim içerisinde olmuştur. Son olarak bir müşterek hareket merkezinin oluşturulması hususunda bir anlaşma sağlandığı ifade edilmiş, bu konuda Amerika tarafı bu planın Türkiye’de üzerinde anlaşılan planın aşama aşama devreye gireceğini ifade etse de Türkiye burada herhangi bir beklemeye veya gecikmeye tahammülü olmadığını ifade etmektedir. Bu hususta Türkiye’nin ciddiyetini bütün dünyanın iyi bilmesi, iyi kavraması gerekiyor. Türkiye adına olmazsa olmaz bir meseledir, Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD unsurlarının temizlenmesi Türkiye açısından zorunluluktur. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı bizim sonuna kadar desteklediğimiz bir tavırdır. İnşallah Fırat’ın doğusu ile alakalı yaşanacak gelişmeler Türkiye’nin hayrına olacaktır, burada ki terör unsurları inşallah bir daha kafalarını kaldıramayacakları şekilde bertaraf edilmiş olacaklardır diye düşünüyorum.”
Doğu Akdeniz ile alakalı Türkiye’nin kararlılığının ölçülmeye çalışıldığını dile getiren Bülbül, “Doğu Akdeniz ile alakalı da Türkiye’nin kararlılığı ölçülmeye çalışılıyor şuan. Bugüne kadar Türkiye kararlılığından herhangi bir taviz vermiş değildir, geri adım atmış olduğu bir husus yoktur. Yavuz ve Fatih sondaj gemilerimiz orada faaliyet içerisindedir. Yine Piri Reis ve Oruç Reis Sismik Gemilerimiz arama faaliyetlerini yürütmektedirler. Burada sondajların neticesi ne olursa olsun Türkiye hükümdarlık haklarından ve Kıbrıs Türklerinin haklarından asla ve asla taviz vermeyeceğini ifade etmektedir. Bu önemli bir kararlılıktır. Belki yüzyılımızı etkileyecek çok önemli kaynakların bulunduğu Doğu Akdeniz coğrafyasında Doğu Akdeniz havzasında Türkiye burası sadece ve sadece bana aittir gibi bir anlayış içerisinde değil, Türkiye diyor ki; bu denklemin içerisinde Türkiye olmadan hiçbir şeye kavuşamazsınız, hiçbir anlaşma uygulanabilme faaliyetine kavuşamaz. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu uluslararası hukuka uygun karşılıklı hak ve menfaatlere saygı duyan bunları gözeten bir anlayış çerçevesinde Doğu Akdeniz havzasında yapılabilecek bütün çalışmalarda Türkiye olumlu katkısını sunacaktır, fakat Türkiye’yi yok sayan bir anlayış söz konusu ise Türkiye’de tabi ki şuanda olduğu gibi ben buradayım diyecektir, gerek sondaj gemileri ile gerek donanmasıyla orada kendisini gösterecektir. İnşallah bu Türkiye’nin kararlı duruşu orada hak ve adalet temelinde bir çözümün bulunmasına hizmet edecektir” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin pençe harekatı ile girmiş olduğu Irak’ın kuzeyindeki faaliyetler dahil olmak üzere, Türkiye’nin bütün içerisine girmiş olduğu faaliyetlerin devletimizin ve milletimizin geleceği için Türk milletinin çok iyi kavramış ve bilmiş olması gerektiğini vurgulayan Bülbül, “Afrin, Fırat Kalkanı ve bölgedeki Türkiye’nin Pençe Harekatı ile girmiş olduğu Irak’ın kuzeyindeki faaliyetler dahil olmak üzere Türkiye’nin bütün içerisine girmiş olduğu faaliyetlerin devletimizin ve milletimizin geleceği için olduğunu Türk milletinin çok iyi kavramış olması, bilmiş olması gerekiyor. Burada da milletimize doğruları anlatmak, doğruları konuşmak sadece iktidarların görevi değildir. Bunlar eğer milli meseleler ise memlekette sorumluluk sahibi olan bütün siyasi partilerinde Türkiye’nin bu faaliyetlerinin gerekliliği konusunda kendi hitap ettikleri seçmen kitlesine de doğru aydınlatması lazım” diye konuştu.