Kastamonu’daki Tarihi Cami ve Mescitlerin Satışı: Bir Dönemin Acı Mirası

Kastamonu’daki tarihi cami ve mescitlerin birçoğu, 1930-1965 yılları arasında gazete ilanlarıyla satışa sunulduğunu belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, bu durumun şehrin kültürel mirasına verdiği zararı vurguluyor. Gezici, satılan bu yapıların birçoğunun yıkıldığını ya da farklı amaçlar için kullanıldığını ifade ediyor.

“Vakıfların satışı, tarihi yapıların yok oluşuna yol açtı”

Gezici, satış ilanlarının dönemin gazetelerinde yer aldığını ve birçok yapı için çok düşük fiyatlar ödendiğini belirtiyor. Örneğin, Kabe Mescidi gibi tarihi yapılar, cüzi miktarlarda para karşılığında el değiştirmiş. Araştırmalar, vakıf mallarının asıl amaçlarından saptırılarak kullanıldığını ve bu durumun vakıf geleneğine zarar verdiğini gösteriyor.

“Ata yadigarı eserler, korunmalı ve onarılmalı”

Gezici, vakıf eserlerinin korunmasının önemine dikkat çekerek, bu yapıların aslına uygun olarak restore edilmesi ve korunması gerektiğini savunuyor. Vakıfların yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi öneme sahip olduğunu ve bu nedenle büyük bir titizlikle muhafaza edilmesi gerektiğini vurguluyor.

“Bilimsel çalışmalar ve araştırmalarla tarihi dokunun korunması”

Mustafa Gezici ve Fazıl Çiftçi gibi araştırmacıların çalışmaları, Kastamonu’daki tarihi cami ve mescitlerin geçmişteki ve mevcut durumları hakkında değerli bilgiler sunmakta. Çalışmalar, bu tür tarihi yapıların gelecek nesillere aktarılması için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.