İTO Başkanı Avdagiç: ’’Ekonomi yeniden bir toparlanma sürecine girdi’’
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ’’Geçen bir yılda döviz kurundaki hızlı gerileme ve faizlerdeki düşüş gibi önemli parametreler, Türkiye ekonomisinin savunma kalkanlarının direncinin arttığını gösteriyor’’ dedi.
Türkiye’yi ekonomik kıskaca almaya yönelik olarak 10 Ağustos 2018’de başlayan ve 13 Ağustos’ta dolar/TL paritesinin 7.23’ü gördüğü spekülatif kur atağında bir yıl geride kaldı. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin Ağustos 2018’de tarihinin en sert kur krizlerinden birini yaşadığını söyledi.
’’Ekonomi yeniden bir toparlanma sürecine girdi’’
Süreci değerlendiren Avdagiç, ’’Ve bir yıl aradan sonra mevcut tabloya baktığımızda, Türkiye ekonomisinin yeniden bir toparlanma sürecine girdiğini görüyoruz. Dolar/TL, 9 Ağustos tarihinde 5.50’lere inmiş durumda. Yatırımın önündeki en büyük bariyer olan faiz oranları yönünü aşağıya çevirdi. Enflasyonda benzer bir seyir gözleniyor. Mal ve hizmet üretiminde toparlanma işaretleri güçleniyor. Cari açıktaki azalma, yaşadığımız dengelenme sürecinde döviz talebini baskılaması bakımından da önemli bir işlev görüyor. Turizmde oldukça başarılı bir yıl yaşanıyor. Yılsonu 32 milyar doların üzerinde bir turizm geliri bekleniyor. Geçtiğimiz bir yıl sonunda ulaştığımız tüm parametreler, Türk ekonomisinin ciddi bir stres testinden başarıyla geçtiğini gösteriyor’’ dedi.
’’Kalitesi yüksek, refah üreten, krizlere dirençli, sürdürülebilir büyüme’’
Avdagiç, sözlerine şöyle son verdi: ’’Ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerle birlikte, Türkiye ekonomisinde kalitesi yüksek, refah üreten, krizlere dirençli, sürdürülebilir büyümenin sağlanacağına inancımız tamdır. Dünyadaki konjonktürün bu kadar olumsuz bir dönemde, böyle bir atağı bir yıldan çok kısa sürede aşması kayda değer bir başarıdır. Elbette bundan sonra yapılacaklar da bugüne kadar yapılanlar kadar değer taşıyor. Özellikle On Birinci Kalkınma Planı’nın katma değerli üretimi, tüm mekanizmaları ile önceleyen bir içerikle ortaya koyulmasını çok önemli buluyoruz. Biliyoruz ki, arzu ettiğimiz Türkiye’nin, arzu ettiğimiz kaliteli ve sürdürülebilir büyümesini istikrarlı bir rotaya kavuşturacak adımlar bunlar olacaktır’’.